Çay… Bahçeden bardağa tüm yolculuğu ustalık isteyen bir sanat eseri. Her kültürde farklı şekillerde karşımıza çıkan bir dünya gezginidir. Çayın insan ile olan yolculuğu MÖ 2737 de efsanevi Çin İmparatoru Sheng Nong ile başlıyor. Zaten alternatif tıp ve bitki bilimi ile uğraşan Sheng Nong, tarımın ve bitkisel tababetin babası olarak da biliniyor. Daha o zamanlarda sudan hastalık bulaştığını ve kaynatılarak içilmesi gerektiğini keşfetmiş. Bir yolculuk sırasında mola verildiğinde ağaçlardan kaynatılan suya düşen yapraklar suyun rengini değiştirir ve etrafa güzel bir koku yayılır. Denendiğinde dinçlik verdiği hissedilir ve böylece çayın yolculuğu başlar. O zamanlarda çay tarımı yapılmadığı için bitki ağaç şeklindeydi. Günümüzde ise çay kültür bitkisi haline gelmiştir. Tabi hala Çin’in bazı bölgelerinde 12 metreye kadar yükselen 3000 yaşında kadim çay ağaçları bulunmaktadır. Kuvvetle muhtemel Sheng Nong da böyle ağaçların bulunduğu bir koruda çay ile tanışmıştı.
Çayın Çin’de keşfedildiğini etimolojik kökeninden de anlamak mümkündür. Etimolojik olarak da çay adı, kültürünün ilk kez Çin’de başladığının önemli bir kanıtı olarak kabul edilmektedir. Çeşitli ülkelerde çay için kullanılan sözcüklerin kökenini Çin dilinde iki ana lehçede yer alan t’e (tau) ve cha (ça) kelimeleri oluşturmaktadır. Birçok dilde çayın karşılığı bu iki kelime kökünden oluştuğu gibi telaffuz olarak da benzerlikler vardır. Çaya ait ilk yazılı bilgiler, M.S. 350 yılında Ku P’O tarafından yazılan Erh Ya adlı eski Çince bir sözlükte yer alır. Çay üzerine ilk el kitabı ise Çin Şair ve bilim adamı Bay Lu Yu tarafından 780 yılında yayınlanmıştır. Cha Ching (Çay Klasiği) adlı 3 ciltlik bu eser çay yapraklarının gıda olarak kullanım yollarını detaylı bir şekilde anlatır.
Çin’de çay tarımının yapılmasında çoğumuzun tanıdığı bir düşünür olan Konfüçyüs’ün de çok katkısı vardır. Döneminde çayın gıda olarak tüketilmesini ve tarımının yapılmasını öğütlemiş ve çalışmalarda bulunmuştur. Bazı çay şirketleri günümüzde Konfüçyüs’ün siluetini çay paketlerine basmaktadır. Çin kültürünün içgüdüsel kabulleri olagelmiş uyum, bütünlük, denge olguları Konfüçyüsçülük kadar Taoculuk ve Budizm’in de vazgeçilmez unsurlarıdır. Çay da zamanla bu üç ana akımın üzerinde en çok durduğu bitki olmuştur. Fiziksel etkisi bu akımların ritüellerinde kullanılmış ve hatta zaman içerisinde seremoniye dönüşmüştür. Çay üretim ve tüketimi sürekli bir şekilde gelişerek sanatsal bir mit halini almıştır. Öyle ki Çin’in dört bir yanında akımlar oluşmuş, çay ve seramik ustaları çıkmıştır. Hala günümüzde çay geleneği gelişmeye ve yeni ustalar çıkarmaya devam etmektedir. Bugün Asya kıtasında Çay (Camellia Sinensis) bitkisinden karışım olmaksızın 3800 çeşit üretim yapılmaktadır. Her biri kendi tarzında ustalaşmış sanatçıların ellerinden.
Tüm duyularınızla algılayabildiğiniz bir sanat dalı düşünün. İlkbaharda hasat edilen bir çayı içerken çiçeklerin kokusunu aldığınızı ya da sonbaharda kuru meyvelerin, yaprakların, ağaçların. Yüksek dağlarda yetişen bir Oolong çayındaki tatlı nektar kokusunu düşünün. Yudumladığınızda damağınızda kalan baharı. Odun, meyve, yosun, çiçek, toprak gibi birçok tadı. Sadece çay içmek için düzenlenen bir odada, o güne özel hazırlanmış bir Ikebana (Japon Çiçek Tanzim Sanatı) eşliğinde ve seramik ustalarının ellerinden, bakmaya kıyamayacağınız güzellikte çay setlerinde çayınızı yudumluyorsunuz. Sunumu yapan ustanın şiirsel hareketlerinden çıkan sesleri dinleyin. Çayın o anda odadaki tüm varlığına dokunun ve evrene teslimiyetini hissedin. Çay evrenin yasasının çok güzel bir yansımasıdır. Olması gerektiği zamanda demlenir. Ne hızlı ne de yavaş. Tıpkı dünyanın kendi ekseninde 24 saatte ya da güneşin etrafında bir yılda dönmesi gibi. Çin’de çok yaygın kullanılan Gongfu (Kunkfu) demleme tekniği çayın tabiatını çıplak gözle görebildiğiniz harika bir usuldür. Gongfu kelime anlamı ‘’time to do something’’ bir şey yapmak için zamandır. Bu teknikte küçük demliklerde demlenen çay, suyu içip aromayı bırakırken ibiğin ucundaki suyun geri çekildiğini görürsünüz. Su tamamen çekildiğinde çay demlenmiş olur. Kendi tabiatında ve olması gerektiği zamanda. Uyum, bütünlük ve denge ile.
Çay seremonisi yerine göre tüm sanat dallarını barındıran bir meditasyon halidir. Evrenin, dolayısıyla tabiatın bizlere sunduğu nimetlerin farklı iklim, toprak ve kültürel yapıları ile çalışan usta ellerin algısıdır Asya Çay Sanatı. Her kalbin farklı algıladığı ve yorumladığı bir yolculuktur. Bu yüzden binlerce çay çeşidi üretilir. Her kültürde farklı şekillerde demlenir ve tüketilir. Mutlak bir doğru yoktur. Her ne kadar kalite standartları olsa da beğeni ve eleştiriye açıktır. Bu sayede 5000 yıldır değişmekte ve gelişmektedir. Çayın yolculuğuna tanıklık ederken işini aşkla yapan sanatçılar bize yol gösterir.
2 comments
Starfall 3
I used to be able to find good info from your content.
Halil UlasAuthor
Thank you so much.:)